1-Ulama
Söyleyiş ile ilgili olan bir ses olayıdır. Ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde iki kelime birbirine bağlanarak okunur. Bu kurala ulama denir.
Ulama sadece söyleyişte olur. Söyleme ve okuma sırasında sözcükler birbirine birleştirilir; ancak bu olay yazıda gösterilmez.
Örnek(ler)
» Tüm anlattıklarımı yanlış anlamışsın.
Bu cümleyi okurken işaretli harfleri birbirine bağlayarak “Tümanlattıklarımı – yanlışanlamışsın” şeklinde okuruz.
Unutulmamalıdır ki ulama sadece söyleyişte olur. Örnekte olduğu gibi söyleme ve okuma sırasında sözcükler birbirine birleştirilir; ancak bu yazıda gösterilmez.
Unutulmamalıdır ki ulama sadece söyleyişte olur. Örnekte olduğu gibi söyleme ve okuma sırasında sözcükler birbirine birleştirilir; ancak bu yazıda gösterilmez.
» Üç adam her an beraber gezerdi.
» Son sınavdan yetmiş almış.
» Dün akşam evden ayrıldı.
» ıssız ada, mart ayı, terk etmek, küçük ev, Mehmet Akif Ersoy, tanık olmak…
» Son sınavdan yetmiş almış.
» Dün akşam evden ayrıldı.
» ıssız ada, mart ayı, terk etmek, küçük ev, Mehmet Akif Ersoy, tanık olmak…
> Sözcüklerin arasında herhangi bir noktalama işareti varsa ulama yapılamaz.
Örnek(ler)
» Armut, ağaçta yetişen bir meyvedir.
Yukarıdaki örnekte, “armut” ve “ağaçta” sözcükleri arasında virgül bulunduğu için ulama yapılmaz.
2-Kaynaşma
Türkçede iki ünlü harf yan yana gelmez. Bu nedenle ünlü ile biten bir kelimenin sonuna ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde iki ünlünün arasına “n, s, ş, y” harflerinden biri getirilir. Bu harflere kaynaştırma harfiveya yardımcı ses; bu olaya ise kaynaşma veya kaynaştırma denir.
Kaynaştırma harflerini (yardımcı sesler) “YaŞaSıN” olarak kodlayabiliriz.
Örnek(ler)
» kapı + a → kapıya
» iki + er → ikişer
» araba + ı → arabası
» pencere + in → pencerenin
» anne + i + i → annesini
» iki + er → ikişer
» araba + ı → arabası
» pencere + in → pencerenin
» anne + i + i → annesini
» Kitaplarını dolabına yerleştirdi.
» Sınav başvuruları yarın başlayacak.
» Sınav başvuruları yarın başlayacak.
3-Vurgu
Sözcük içinde bir hecenin, cümle içinde bir sözcük ya da sözcük grubunun diğerlerine göre daha baskılı, kuvvetli söylenmesine vurgu denir.
Tanımda da ifade ettiğimiz gibi iki çeşit vurgu vardır: sözcük vurgusu ve cümle vurgusu. Biz burada sesle ilgili özelliklerinden dolayı sadece sözcük vurgusunu ele alacağız. Cümle vurgusu, cümle öğeleriyle ilgilidir.
3.1-Sözcük Vurgusu
Sözcüğü oluşturan hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı söylenmesine sözcük vurgusu denir.
> Türkçe sözcüklerde vurgu genelde son hecededir.
Örnek(ler)
» kelebek, çocuk, büyük, yakın…
> Pekiştirilmiş sözcüklerde ve ünlemlerde vurgu ilk hecededir.
Örnek(ler)
» kıpkırmızı, yemyeşil, simsiyah…
» aferin, maşallah, eyvah…
» aferin, maşallah, eyvah…
> Olumsuzluk eki (-ma / -me) vurguyu kendinden önceki heceye kaydırır.
Örnek(ler)
» gittim → gitmedim.
» geleyim → gelmeyeyim
» geleyim → gelmeyeyim
> Türkçede vurgu, sözcük ek aldıkça, alınan eke kayar.
Örnek(ler)
» oda → odalar → odalarımız
> “ki, de” bağlaçları ve “mi” soru eki vurguyu kendinden önceki sözcüklere kaydırır.
Kaynak : https://www.dilbilgisi.net/konular/yazim-bilgisi/ses-bilgisi/
Örnek(ler)
» Geldi mi?, Okudun mu?
» Evimiz de tertemiz oldu.
» Nihayet kardeşim de geldi.
» Çalışmadım ki, görmedi ki.
» Evimiz de tertemiz oldu.
» Nihayet kardeşim de geldi.
» Çalışmadım ki, görmedi ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder